Son dönemlerde Türkiye'de artan kadın cinayetleri, toplumun huzurunu tehdit ederken, Başakşehir'de yaşanan trajik bir olay bu durumu bir kez daha gözler önüne serdi. 31 yaşındaki Aylin Y., evinde bulunduğu sırada eski eşi tarafından ağır yaralandı ve tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Bu acı olay, Türkiye genelinde kadına yönelik şiddet konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Olay, Başakşehir'de meydana geldi. İddialara göre, Aylin Y.'nin eski eşi H.Y., kadını sık sık rahatsız ediyordu. Çeşitli şikayetler üzerine sürekli olarak evini değiştiren Aylin'in son olarak bir apartman dairesinde yaşamaya başladığı öğrenildi. Gecenin ilerleyen saatlerinde eski eşi H.Y., Aylin'in evine gelerek kapıyı kırdı ve içeride kendisini bekleyen Aylin'e saldırarak ağır yaraladı. Hemen komşularının ihbarıyla olay yerine gelen sağlık ekipleri, Aylin Y.'yi hastaneye kaldırdı fakat ne yazık ki yapılan tüm müdahalelere rağmen kadın, yaşam mücadelesini kaybetti. Cinayet sonrasında H.Y. kısa sürede yakalandı ve gözaltına alındı.
Bu olay, Başakşehir'deki kadın cinayetlerinin artışına dair endişeleri bir kez daha gündeme getirirken, sosyal medya üzerinde geniş yankı buldu. Kadın cinayetleri ve şiddeti durdurmak adına düzenlenen kampanyalar, protestolar ve tweetler, pek çok sosyal medya kullanıcısı tarafından paylaşılarak dikkat çektiler. Kadına şiddetin önlenmesi adına hayata geçirilen yasalar ve uygulamalar ne kadar etkili olursa olsun, maalesef bu tür olaylarla toplum sürekli olarak sarsılmaktadır.
Birçok kadın hakkı savunucusu, bu tür olayların ardında yalnızca bireysel çatışmalar değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ataerkil yapıların var olduğuna dikkat çekiyor. Kadınların yaşadığı fiziksel ve duygusal şiddet, onların toplum içindeki varlıklarını ve haklarını da tehdit eder hale geliyor. Türkiye’deki kadına yönelik şiddet oranlarının artması, birçok insanı harekete geçirdi; dernekler ve vakıflar bu konuda farkındalık yaratmaya çalışıyor. Özellikle son yıllarda #KadınaŞiddeteHayır gibi sosyal medya kampanyaları büyük ilgi gördü ve geniş kitlelere ulaştı.
Yetkililer, kadına yönelik şiddeti önlemek amacıyla çeşitli yasalar çıkarıyor; ancak uygulamada yaşanan boşluklar ve eksiklikler, bu yasaların etkisini azaltıyor. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesi, birçok kadın aktivisti ve insan hakları savunucusunu derinden sarstı. Başakşehir’de yaşanan cinayet, bu tarz uygulamaların neden yeterli olmadığını bir kez daha gözler önüne serdi. Yardım hattı, yalnızca acil durumda başvurulan bir numara olarak kalmamalı, kadınların kendisini güvende hissedeceği bir mekanizma oluşmalıdır. Bunun yanı sıra, bu konuda toplumsal bir değişim yaratmak da oldukça önemlidir.
Özellikle aile eğitimi ve çocuk yaşta verilmesi gereken cinsiyet eşitliği konularında yapılacak farkındalık çalışmaları, geleceğin kadınlarına daha güvenli bir ortam sunmak için elzemdir. Bunun yanı sıra, medyanın bu tür olaylara yaklaşımı da oldukça önemlidir. Maalesef bazı medya organları olayları cinselleştirerek ya da kadınları suçlayarak toplumsal cinsiyet eşitsizliğine katkı sağlıyorsa, bu durum daha da vahim bir hal alacaktır.
Başakşehir'deki kadın cinayeti, bir kez daha kadın hakları ve şiddet konularında toplumsal bir seferberliğe ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Aylin Y.’nin yaşadığı trajiklik, her ne kadar bireysel bir olay olsa da, toplumsal yapının ne denli derin yaralar aldığına da işaret ediyor. Kadınlara yönelik şiddeti önlemek, yalnızca kadınların başına gelen bu tür trajik olayları azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüm sağlayarak herkesin özgür bir şekilde yaşayabileceği bir geleceğin yolunu açacaktır.
Özet olarak, Başakşehir'deki bu kadın cinayeti, toplumun dikkatini bir kez daha şiddetin boyutlarına çekmiş ve gerekli tüm önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizerken, kadınların hayatının korunması adına bir görev ve sorumluluk bilinci oluşturmuştur. Herkesin üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmesi ve bu konuda aktif rol alması, toplumsal cinsiyet eşitliği adına atılacak önemli bir adım olacaktır.