Bireylerin sosyal hayatlarında ve özel ilişkilerinde tutumları, birçoğu için oldukça kritik bir öneme sahiptir. Eşler arasındaki iletişim, ilişkinin sağlıklı yürümesi ve karşılıklı güvenin tesis edilmesi açısından en önemli unsurlardan biridir. Ancak bazı konular, hiçbir zaman gündeme getirilmemesi gereken tabloları oluşturur. Uzmanlar, aşağıda sıralanan beş konunun, eşinizle olan ilişkinizi olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor. Bu nedenle, bu konulara dikkat etmek, nesnel bir yaklaşım sergilemek ve birbirinize saygı duymak önemli. İşte eşiniz hakkında kesinlikle paylaşmamanız gereken o hassas konular:
Geçmişte yaşadığınız ilişkiler, her zaman yeni bir ilişki içerisindeki ön yargıları ve kaygıları tetikleyebilir. Eşinizin eski partnerleriyle ilgili detayları paylaşmak, kıskançlık hissini ve güvensizliği artırabilir. Uzmanlar, bu tür eski ilişkiler hakkında konuşmaktan kaçınılması gerektiğini vurguluyor. 'Eski sevgilimi neden bu kadar çok düşündürüyorsun?' gibi sorular özellikle ihtiyaç hissi içindeki eşlerin düştüğü kapıları açabilir. Bunun yerine, geçmişteki deneyimlerinizi yeni ilişkinizi güçlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirmelisiniz. Yaşanan her deneyim, bugün bulunduğunuz noktaya gelmenizi sağlıyor.
Finansal durum, çoğu çift için hassas bir konudur. Borçlar, kredi kartı ödemeleri veya yatırım kaygıları gibi maddi meseleler, ilişkide sürtüşmelere neden olabilir. Uzmanlar, eşinizle bu tür konuları tartışmadan önce dikkatli düşünmeniz gerektiğini belirtiyor. Eğer eşinize maddi sorunlarınızı açarsanız, bu durumu sizin ilişki dinamiğinizde bir tehdit olarak algılayabilir. Bunun yerine, mali durumunuzu iyileştirmek adına birlikte çözüm yolları geliştirmeye odaklanmanız faydalı olabilir. Eşinizle birlikte finansal planlama yaparak, karşılıklı olarak ne tür adımlar atabileceğinizi ele almak, ilişkinizi güçlendirebilir.
Eşinizin ailesiyle olan problemleri gündeme getirmek, onları olumsuz bir ışık altında gösterebilir. Uzmanlar, bu tür tartışmaların sonucunda çiftlerin birbirine olan güvenlerinin zedelendiğini ifade ediyor. Eşinizin ailesinin size olan tutumu veya geçmişte yaşanan sorunlar hakkında derinlemesine sohbetler etmek yerine, bu durumu daha yapıcı bir çerçevede ele almanız öneriliyor. 'Benim ailem şöyle yaptı ama senin ailen böyle' gibi karşılaştırmalar, değil aileniz arasında köprü kurmak, arayı açabilir. Bunun yerine her iki ailenin de kıymetini bilmek ve farklılıklarını kabul etmek üzerine durmalısınız.
Cinsellik, bir ilişkinin önemli bir parçasıdır, ancak bu konudaki eleştiriler oldukça hassas bir tehlike arz eder. Uzmanlar, cinsel hayata dair olumsuz hislerinizi ifade etmekten çok, bu konuda nasıl ilerleyeceğinize dair yapıcı bir yaklaşım sergilemeniz gerektiğini belirtiyor. Eşinizin cinsel performansını eleştirmek, onun kendine güvenini sarsabilir ve bu durumunu aşmakta zorlanabilir. Cinsel hayatınızdaki sorunları konuşmak gerektiğinde, pozitif bir dille, birbirinize karşı saygılı ve sevgi dolu bir iletişim geliştirmek her zaman daha iyidir. Cinselliğin, duygusal paylaşımlarınızın bir yansıması olduğunu unutmamanız gerekir.
Duygusal dalgalanmalar, bireylerin günlük yaşamında her zaman meydana gelebilir. Ancak, bu duygusal iniş çıkışlarınızı eşinize yansıttığınızda, ilişkinizde bir baskı unsuru yaratabilirsiniz. Uzmanlar, özellikle stresli dönemlerde, eşinizle olan paylaşımlarınıza dikkat etmeniz gerektiğini ifade ediyor. Eğer duygusal durumunuzu daima eşinize yansıtırsanız, bu durum hem sizin hem de eşinizin üzerindeki psikolojik yükü artırır. Bunun yerine, zorlu durumlarınızı kendiniz çözmek için ilave mekanizmalar geliştirmek, duygusal sağlığınızı koruyup, ilişkinizi de güçlendirebilir.
Sonuç olarak, eşinizle aranızdaki sağlıklı iletişimi desteklemek ve güçlendirmek için dikkat etmeniz gereken bazı kritik konular vardır. Bu konuları gündeme getirmekten kaçınarak, partnerinizle olan bağınızı daha sağlam ve güvenilir bir zemine oturtabilirsiniz. Sağlıklı bir ilişki için mutu ve huzurlu bir prostatik iletişim kurmayı ve karşılıklı anlayışla hareket etmeyi unutmamalısınız. İyi bir ilişki, kalpten gelen duygu ve anlayışı paylaşarak geliştirilir.