Sena, sosyo-kültürel bir sorun olan kadın cinayetlerine karşı sesini yükselten ve toplumsal farkındalık yaratmayı hedefleyen bir genç kadın. Son zamanlarda artan kadın cinayetlerine dikkat çekmek amacıyla, “Kadın cinayeti olarak anılmak istemiyorum” diyerek sosyal medya üzerinden bir kampanya başlattı. İlgili toplum kesimlerinden büyük bir destek gören Sena'nın bu çağrısı, pek çok insanın dikkatini çekerek, kadın cinayeti olarak adlandırılan trajik olayların arkasındaki gerçekleri sorgulatmaya başladı. Bu yazıda, Sena'nın hikayesinin detaylarını ve birlikte incelenecek toplumsal dinamikleri ele alacağız.
Sena'nın başlattığı kampanya, sadece bireysel bir tepki değil, aynı zamanda kadınların maruz kaldığı şiddete karşı bir başkaldırı niteliği taşıyor. Ülkemizde kadın cinayetleri oranları her geçen yıl artarken, bu sorun yalnızca istatistiklerden ibaret kalmıyor. Birçok kadın, günden güne artan şiddet olaylarının mağduru olarak hayatını kaybederken, geride kalanların da yaşadığı travmanın boyutları göz ardı edilemez. Sena, “Ben bir cinayet kurbanı olmak istemiyorum; ben bir bireyim. Kadın cinayeti teriminin arkasındaki hikayenin ilk sayfasında yer almak istemiyorum," diyerek, bu korkunç olguda kadınların yalnızca istatistik değil, aynı zamanda öncelikle insan olduğunu vurguluyor.
Sena’nın kampanyası, dikkatleri toplumsal bir soruna çekmenin yanı sıra, çözüm önerileri sunmayı da hedefliyor. Kadın cinayetleri karşısında ciddi bir mücadele yürütmek için yasa ve politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Sena, eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerine de vurgu yapıyor. Özellikle genç yaşta başlatılacak farkındalık projeleri, gelecek nesillerin bu konuda daha bilinçli ve duyarlı bireyler haline gelmesine katkı sağlayabilir. Sena, "Benim yaşadığım yerden buna bir çözüm bulmalıyız. Çocuklardan başlayarak, herkesin bu konuda bilinçli olması gerekiyor. Eğitim, en önemli adım,” diyerek, çözüm önerilerinin eğitim odaklı olması gerektiğini savunuyor.
Bu süreçte sosyal medyanın gücünden de faydalanmak isteyen Sena, hashtag kampanyalarıyla daha geniş kitlelere ulaşmayı planlıyor. Kadın cinayetleri, yalnızca kurbanların yaşadığı bir trajedi değil; aynı zamanda toplumu da derinden etkileyen bir mesele. Onun için bu konuda mücadele eden herkesin el birliğiyle hareket etmesi gerekiyor. Sena, bu düşüncelerini paylaşmanın yanı sıra, interaktif etkinlikler düzenleyerek insanların bir araya gelmesini teşvik ediyor. “Bir araya gelmek, dayanışma oluşturmak, sesimiz daha gür çıkacak,” diyerek, bu mücadelede yalnız olmadığını hissettirmek istiyor.
Sena’nın çağrısı, birçok kadın ve genç kızı cesaretlendirerek, toplumsal bir hareketin doğmasına öncülük etmeyi amaçlıyor. Kadın cinayetlerine karşı verilen bu savaş, yalnızca bir bireyin değil, herkesin sorumluluğu olmalı. Bu nedenle, Sena ve onun gibi düşünen kadınlar, toplumun her kesiminden destek bekliyor. Unutmamak gerekiyor ki, her kadın bir hayata, bir geleceğe sahiptir ve bunun korunması için hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Kadın cinayetlerinin artışını durdurmak için, bilinçlenmek ve sesimizi duyurmak elzemdir. Sena’nın çağrısı, yalnızca bir çığlık değil, aynı zamanda bir umut ışığıdır. Bu ışık, bizlere daha aydınlık bir gelecek sunmak için mücadele etmeyi gerektiriyor.