Donald Trump, 2016 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin 45. Başkanı olarak göreve başladığında büyük değişim vaatleriyle karşımıza çıktı. Geçtiğimiz günlerde, Trump'ın başkanlık döneminin ilk 100 gününü değerlendirdiği bir basın toplantısında, "100 günde 100 yılın en köklü değişimini gerçekleştirdik" sözleri gündemi sarstı. Bu açıklama, yalnızca siyasi rakipleriyle değil, aynı zamanda küresel ölçekte de dikkat çekmeyi başardı. Başkan Trump'ın bu dönemdeki çalışmaları, pek çok eleştiri, destek ve tartışmayı da beraberinde getirdi. Peki, Trump'ın bu süreçte yaptığı değişiklikler nelerdi? Hangi alanlarda köklü dönüşüm yaşandı? İşte yanıtları...
Trump’ın yönetimindeki ilk 100 gün, Amerika'nın ticaret politikalarında önemli değişikliklerle doluydu. Özellikle, ABD’nin uluslararası ticaret anlaşmalarına bakışı önemli ölçüde değişti. NAFTA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) üzerinde yaptığı bir dizi değişiklik önerisi, Meksika ve Kanada ile ticaret ilişkilerinde belirsizlik yarattı. Ayrıca, Çin ile olan ticaret savaşları, gümrük tarifeleri artırılarak daha da tırmandı. Trump, 'Amerika’nın işçilerini korumak' amacıyla gerçekleştirdiği bu değişimlerin ekonomi üzerindeki yansımalarının zamanla daha belirgin olacağını vurguladı.
İç politikada da Trump yönetimi hızla adımlar attı. Sağlık reformu olarak bilinen 'Obamacare' sisteminin geri çekilmesi ve yerine yeni bir sağlık sistemi önerisinin getirilmesi, tartışmaları beraberinde getirdi. Bu değişiklikler, toplumun farklı kesimlerinden çeşitli tepkiler aldı. Ayrıca, Trump’ın göçmen politikalarındaki sert tutumu, sınır güvenliğinin artırılması amacıyla pek çok yeni yasa tasarısının uygulanmasına neden oldu. Meksika sınırına örülen duvar, Trump'ın en göz önünde bulunan projelerinden biri haline geldi. Bu durum, hem destekçilerinden hem de muhalefetinden yoğun eleştirilere maruz kaldı ve ülkede büyük bir tartışma başlattı.
Trump'ın ilk 100 günde gerçekleştirdiği değişimlerin sadece ekonomik ve politik boyutlarıyla sınırlı olmadığını da belirtmek gerekir. Sosyal medya ve kamuoyu algısı üzerindeki etkisi, daha çok yankı bulacak gibi görünüyor. Toplumsal meseleler ve sosyal medya etkileşimleri, Trump’ın politikalarını destekleyen ve karşı çıkan gruplar arasında sürekli bir çatışma ortamı yaratıyor.
Sonuç olarak, Donald Trump’ın başkanlık döneminin ilk 100 günü, yalnızca yönetim tarzının değil, aynı zamanda Amerikan toplumundaki ve dünya üzerindeki etkisinin de bir yansıması olarak tarihe geçti. 100 günde 100 yılın en köklü değişikliği ifadesi, belki de bu dönemin en dikkat çekici sloganı olarak kalacak. Ancak bu değişimleri destekleyen ve eleştiren birçok görüş ve analiz de gün geçtikçe daha fazla ortaya çıkacak. Amerika'daki en son gelişmeler ve Trump'ın yönetimindeki yeni adımlar neler olacak, takipte kalın!